Masumiyet

Yüksek dram içerikli ve saplantılar ile dolmuş hayatların, İzmir'de bulunan otellerin dışına taşan hayatları anlatıyor. 90'ların hazin öyküsüne inceden göndermeyi de yapmayı unutmayan yönetmen, karakolda hala devam işkenceler ile de yürekli bir iş yapmış vesselam. Yıllar önce ceza evine giren ve sonrasında, çıktığında ailesini kaybettiğinin farkına varır. Aslında bu hayatta kendisi kaybolmuştur. Masum geçen bir hayatın üzerinde ki ağır etkileri en etkili bir şekilde Demirkubuz işlemiş. Bekir'in hayat kadına aşık olması ve bunun sonrasında farkına varması, Uğur'un saplantıları ve Zagor'a olan aşkı bir çıkmaz sokağa götürüyor kahramanları. Çilem ise her
olan olaydan habersiz bir şekilde ses-seda çıkarmadan yaşamını sürdürüyor, çünkü sürdürmek zorunda, Uğur'un çocuğu olmak sağır-dilsiz bir şekilde yaşamını sürdürmekle eş değer sanırım... 

Filmin teknik kısmına gelince, yönetmenlik koltuğunda Zeki DEMİRKUBUZ oturunca, ışık vb şeylerden oldukça uzak durduğu biliniyor. Zaten film belirli bir çember içerisinde sıkışmış şekilde anlatıldığı için, pekte bu tür şeylere gerek kalmıyor sanırsak, zaten hepimizin hayatı zaman zaman böyle şeylere sıkışmadı mı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder