Fotoğraf araç ve gereçleri*

*Sualtı Fotoğrafçılığının devamı

Fotoğraf Makinesi


  Sualtı fotoğraf makineleri, amfibik kameralar ve kılıflı kameralar olmak üzere temelde iki gruba ayrılır. Amfibik kameralar su ve basınca dayanıklı olan bir malzemeden yapılmış olup, hem sualtında hem de karada fotoğraf çekme olanağı sunan, görece ucuz kameralardır. Efsanevi Nikoson
bunun ilk örneğidir. Diyafram, enstantane ve uzaklık ayarı (az sayıda) yapılabilen türleri vardır. Yine de fotoğrafçıya pek esneklik sağlamazlar. Fotoğrafçının, kamera ayarlarından çok çekeceği nesneye odaklanmasını sağlayan bu kameraların bazı basit modellerinde dalgıca sadece deklanşöre basmak kalır. Amfibik kameraların en büyük üstünlüğü, sualtında objektif değiştirebilmesidir. Kameranın standart objektifinin önüne geniş açı ya da makro amacıyla ek mercekler takılabilir. Fotoğrafçı tüm merceklerini yanına alarak dalış yapar, gerektiğinde sualtında mercek değiştirerek bir dalışta geniş açıdan makroya kadar değişik objektifler kullanabilir. Amfibik kameralar, fiyatlarının düşüklüğü ve kullanım-bakım kolaylıkları açısından fotoğrafçılığa yeni başlayanlar için idealdir.
  İkinci kamera grubu, kılıf içinde alınmış kameralardır. Bunlar, karada kullanılan pek çok fotoğraf makinesi modelinin özel olarak üretilmiş olan alüminyum, çelik veya polikarbonattan yapılmış kılıflar içinde su ve basınca dayanıklı hale getirilmiş biçimidir. Amfibik kameralara göre daha büyük ve ağır, daha pahalı ve karmaşıktır. Kılıflar, makinenin çıplak iken sunmuş olduğu işlevlerinin birçoğunu sualtında yerine getirme özelliğindedir. Dolayısıyla yüksek kaliteli bir SLR (single lens reflex) makinenin tüm diyafram, enstantane, odaklama, flaş ayarları sualtında kontrol edilebilir hale gelir. Bu nedenle, profesyonel çekimlerde kılıflı sistemler tercih edilir. Kullanımları ve bakımları özel ilgi ve zaman ister. Ek parçalarıyla birlikte oldukça ağırdırlar ve yer kaplarlar. Sualtındaki ağırlıkları bir kilodan azdır ancak dalış bölgesine taşıma, suya girme-çıkma aşamalarında yardımcı personele gerek duyulur.

  Son yıllarda sayısal makineler, sualtı fotoğraflama teknolojisinde, önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmıştır. Filmin kullanılmadığı, hemen izleme olanağı sunan, çoğaltma, düzeltme ve arşivleme olanaklarının çok kolay ve hızlı olması gibi nedenlerle sayısal fotoğraf makineleri giderek artmaktadır. Yakın bir gelecekte birçok firma analog ürünlerinin üretim ve satışını durduracak gibi gözükmektedir. Sayısal makineler, son 10 yılda katlanarak artan teknolojik gelişmeler gösterdiler. İlk ürünlerde fotoğraf makinesi tartışılır düzeydeyken bugün, sayısal bir SLR makine, neredeyse analog bir filmin çözünürlüğünü yakalamıştır. Kılıf üretici firmalar, pazara giren yeni SLR makinelere en fazla bir yıl içinde kılıf üreterek daha çok marka ve model kameranın sualtına indirilebilmesine olanak tanımaktadır. Sayısal makineler, amfibiki kılıflı otofoküs ve kılıflı SLR olmak üzere üç türdür. Bunlardan en çok tercih edileni kılıflı otofoküs olanlardır. Kullanıcı satın aldığı makineyi kılıfından çıkarıp karada da kullanabilmektedir. Kendi üzerindeki flaşlarıyla ek flaşa gerek duymayan bu makinelerin en önemli eksiği, çekim hızının yavaşlığıdır. Kameranın odaklaması, çekim ve çekilen görüntünün hafıza kartına depolanma süreci 3-5 sn sürer, dolayısıyla hızlı olayları yakalamak için pek kullanılamazlar. Hareketsiz balıklar, sabit canlıları veya cansız konuları çekmede başarılıdırlar.

  Sayısal makineler, özellikle belgesel fotoğrafçılıktaki karşı konulmaz üstünlükleriyle hemen analog ürünlerin yerini alacaktır. Sanat öğelerinin öne çıktığı fotoğrafçılıkta, analog makinelerin ve filmlerin bir süre daha kullanılacağı kanısındayız. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder