Aydın'ın Geyre beldesinde bir baraj açılışı için bölgeye gazeteci olarak giden ve dönüşte yolunu kaybeden Ara Güler, bir köyden geçerken köylülerin tarihle iç içe yaşadığını görür. Köyde yaşayan insanlar tarafından Roma sütunları ve mimarı parçaları hala bulunmaktadır. köyde yer alan her türlü mimari yapı, Roma dönemi eserlerini de barındırmaktadır. Tarihi lahitler bile üzüm şırası süzmek için kullanılmakta ve köyün her yanı tarihi eser ile doludur.
Ara güler, şaşkınlık içinde bu güzelliklere baktıktan sonra köyün çeşitli yerlerinde onlarca fotoğraf çeker ve İstanbul'a döndükten sonra bu bölgeyi araştırmaya başlar. Fakat hiç bir bilgiye ulaşamaz. Çektiği fotoğrafları
çeşitli kurumlara gönderir fakat beklediği ilgili bulamaz. En sonunda fotoğrafları Times gönderir. Times fotoğrafların aynısının renkli olanlarını da çekmesini ister ve Ara Güler tekrar aynı köye giderek renkli fotoğraflar çeker. Bu yolla dünya basınına dağıtılan fotoğraflar bir anda büyük yankı uyandırır. Amerika'dan gelen arkeologlar Geyre'ye araştırma yapmaya başladıklarında burasının Roma İmparatorluğu'na ait, tarihi M.Ö. 500'li yıllara dayanan ve ismi tanrıça 'Afrodit'ten alan 'Aphrodisias' antik kenti olduğunu anlar.
Ara Güler, yaptığı bir röportajda Aphrodisias ile tanışmasını şu sözler ile anlatıyor:
'' Devir 1958. Adnan Menderes'in son zamanlarıydı. Aydın'da valiye gittim. ''Adnan Menderes'in açılışını yapacağı baraj vardı. Beni oraya gönder, açılışta resim çekeceğim'' dedim. Şoför dedi '' Ben bir kestirme yol biliyorum, oradan gidelim. '' Kestirme yoldan giderken yolu kaybettik. Yolu kaybedince de nereye gitsek karşıma hep o büyük kayalar çıkıyordu. Güneş battı ve zifiri karanlık oldu.
Gidiyoruz, gidiyoruz yine aynı kayalığına geliyoruz. Kaybolduk!
Baktım bir ışık var. Bir kahve ... Kahveye girdik, adamlar oyun oynuyor. Lüks lambasıyla aydınlanıyordu. Biraz sonra gözüm ışığa alıştı, bir de baktım ki kahvede masa yok. Sütun başlıklarını masa yapmışlar ve üstünde domino oynuyorlar.
Tarih ve bugün içi içe yaşamaktadır. Böyle acayip bir yer hayatımda görmedim. Harabe dediğin harabedir. Ama bu böyle değil, bu bambaşka. Bu tarih içinde yaşayan bir şehir...
Baktım ki taşların üzerindeki suratlar bana bakıyor ve ''beni buradan kurtar!'' diye çığlık atıyor. ''
İşte o gün Ara Güler'in gözünden Aphrodisias fotoğrafları
Bu yazı arkeofili internet sitesinden alınmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder