Kadraj dışında neler oluyor

Tunus ile başlıyan halk ayaklanmalarının ardı arkası kesilmiyor. Dünya liderleride gerçekleşen olaylara karşı kayıtsız kalmıyarak açıklmalarını esirgememekteler.

Aynada bile kendine bakmaktan aciz olan Dünya Liderleri, olayların kendi ülkelerinede sıçramasına karşı endişeli bekleyişleri sürüyor. Son olarak Mısır'da Mübarek iktidarının devrilmesinin ardından Tüm Kıtada ayaklanmalar baş gösterdi.

Bu ayaklanmaları ''sokak sokak fotoğraflayarak'' bizlere ulaştıran, gene Dünya'ca ünlü haber ajansları muhabirleri  ''AFP'' - ''AP '' gibi ajanslardan dünya kamuoyuna düşen görüntlere bakarken ''kadraj'' içindeki görünteri görebilmekteyiz.

Peki ''kadraj'' dışında neler olup bitiyordu? Foto-muhabirleri ve kameramanların  da şayit olduğu o anları bizlere bire bir görüntüleri aktarabilmekten için canları pahasına anı dondurarak çekmiş oldukları fotoğrafları ajanslara düşürüyorlar. Ajanslara düşen o görüntülerinin ardından herkes kendince düşünerek olup bitenleri yorumladılar. Kimilerine göre bu bir ''DEVRİM'' ayaklanmalarının sesleriydi. Kimilerine göre ''REFORM'' sesleriydi. Domina taşı etkisi gösteren bu olayların peşi sırası kesilmiyor. Halk ayaklanmalarını ağır bir şekilde bastıran iktidar yönetimi yıllardır sürdürmüş oldukları dikta rejimlerine hala devam ediyorlar. Fakat unuttukları birşey varki oda: ''cin lambadan çıktı bir kere geri dönüş yok artık''

Yıllardır ülkelerinde yoksul halde, yaşamak zorunda bırakılan bir halkın öfkesi iktidarı devirmek için yeterlidir sanırsam. Bu öfke çevre ülkeleri de emsal olarak sıçrayarak oraları da etkilemektedir. Fakat bunları incelerken olayların detaylarına inmekte gerekir. Bir ülkede devrim olabilmesi için; gerçekleşen halk ayaklanmaların siyasal bir gücün önderlik etmesi, yani devrimci bir gücün ayaklanmayı halk ile kuçaklıyarak götürmesi gereklidir. (Bkz: Lenin devrim önerileri) Mısır’da en son gerçekleşen olaylarda iktidarın yıkılmasında devrimci bir güç yoktu, hatta ayaklanmaların ilk zamanlarında kontrolsüz bir şekilde hakeret etmekteydi. Ne yazık ki kontrolsüz güç, güç değildir sözü doğruluğunu göstermişti. Olayların ardından Müslüman kardeşler destek verdiğini açıklamıştı.
Tüm bu yaşananlar birer devrim niteliği taşıyabilir yada reform hakeretlerinin sesleri de olabilir, belki de bu olaylar III.Dünya Savaşının habercisi yada başlangıcını oluşturabilecek niteliklere de sahip olabilir…
Olanları meraklı gözlerle kadraja bakarak yorumlarken, kadraj dışına çıkarak birazda cesaretimizi toparlayarak olup bitenlerin birer devriminin domino taşı etkisi göstererek ülkeleri etkileyebileceği yada çıkan olaylar tam tersi yönden de ilerleyebilir. Kıtalar arası bir savaş bile çıkabilir. Ama şuda bir gerçek ki iktidarın devrilmeside sonuç itibari ile ''Devrim'' niteliği taşır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder