Son günlerde tartışılan Devlet Tiyatroları kapatılacak mı sorularını birinci ağızdan cevap geldi. Kültür ve Turizm Bakını: Ertuğrul Günay; DTlerin kapatılması diye birşey söymediğini açıklarken. Kendisinin yanlış anlaşıldığını söyledi. Ancak RT Erdoğan'ın kızının bir tiyatrodan ayrılmasının üzerine bu olayın patlak vermesi ise akıllarda soru işareti bırakmıyor değil(!) Kamuoyunu meşgül eden olayın ardından oyuncu hakkında inceleme başlatıldığı söylenildi.
Bir gazetin haberinde ise şunlar yer almakta:
YASEMİN BAY haberinde şunlar yer alıyor:
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Milliyet’in sonularını yanıtlarken, “Devlet Tiyatroları(DT) kapatılsın demedim” dedi. Günay’ın yanıtları şöyle:
DT’de uygulanan modelin başlıca sorunları nedir?
- 1948’de kurulmuş. Model iyi niyetli ama büyük ölçüde eskimiş. Performans değerlendirmesi yok. Sahneye çıkanla çıkmayan daha yetenekli, gayretli olanla olmayan arasında fark yok. Daha verimli bir model arıyorum.
Devletin sanattan elini çekmesi söz konusu mu?
DT’nin sanatçı kadrosundan daha fazla memur var. Her birimin iş yapanı vardır asıl, bir de onun lojistiği, destekçisi vardır. Devlette olunca bu lojistik kadroları artıyor, şişiyor.
Lojistikle neyi kastediyorsunuz?
- Sanatçı dışında kalanlar. Kapıcısı, odacısı, bekçisi. Orada bir kurumsal yapı var. Bir bürokrasi oluşmuş. Anadolu’daki sanat girişimlerine daha fazla destek vermek, kadrolu sanatçılarımızın daha gayretli oldukları zaman yüksek prim elde etmeleri; biz bunlar üzerinde çalışıyoruz. Bunlar, sanattan devletin çekilmesi değildir.
DT devletin üzerinde bir yük mü?
- Hantal tabii. 55 yılda 24 sahne açılmış. Ben 4 yılda 25 yeni sahne açabildimse eski dönemde bir hantallık, Ankara’ya çöreklenmiş bir memur zihniyeti var demek ki.
Devletin diğer kurumlarıyla karşılaştırdığınızda DT aslında bir yük değil deniliyor.
- Devletçi anlayışla yapılan işlerde bir verimsizlik olduğunu bu ülkede dağ başındaki çoban bile bilir. Ben elimdeki kurumu daha verimli işletmek zorundayım. Türkiye’deki 150 özel tiyatroya 3,5 milyon verebiliyorum, kendi tiyatromun lojistik desteğine 100 küsur milyon.
DT’de uygulanan modelin başlıca sorunları nedir?
- 1948’de kurulmuş. Model iyi niyetli ama büyük ölçüde eskimiş. Performans değerlendirmesi yok. Sahneye çıkanla çıkmayan daha yetenekli, gayretli olanla olmayan arasında fark yok. Daha verimli bir model arıyorum.
Devletin sanattan elini çekmesi söz konusu mu?
DT’nin sanatçı kadrosundan daha fazla memur var. Her birimin iş yapanı vardır asıl, bir de onun lojistiği, destekçisi vardır. Devlette olunca bu lojistik kadroları artıyor, şişiyor.
Lojistikle neyi kastediyorsunuz?
- Sanatçı dışında kalanlar. Kapıcısı, odacısı, bekçisi. Orada bir kurumsal yapı var. Bir bürokrasi oluşmuş. Anadolu’daki sanat girişimlerine daha fazla destek vermek, kadrolu sanatçılarımızın daha gayretli oldukları zaman yüksek prim elde etmeleri; biz bunlar üzerinde çalışıyoruz. Bunlar, sanattan devletin çekilmesi değildir.
DT devletin üzerinde bir yük mü?
- Hantal tabii. 55 yılda 24 sahne açılmış. Ben 4 yılda 25 yeni sahne açabildimse eski dönemde bir hantallık, Ankara’ya çöreklenmiş bir memur zihniyeti var demek ki.
Devletin diğer kurumlarıyla karşılaştırdığınızda DT aslında bir yük değil deniliyor.
- Devletçi anlayışla yapılan işlerde bir verimsizlik olduğunu bu ülkede dağ başındaki çoban bile bilir. Ben elimdeki kurumu daha verimli işletmek zorundayım. Türkiye’deki 150 özel tiyatroya 3,5 milyon verebiliyorum, kendi tiyatromun lojistik desteğine 100 küsur milyon.
‘Oyuncunun davranışını üzüntüyle karşılıyorum’
Bakan Günay, ‘Genç Osman” adlı oyunda yaşanan ve Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın oyunu yarıda terk etmesiyle boyutlanan gerginlikle ilgili olarak, “Bir oyuncunun, izleyicinin gözüne bakarak, hareket yaparak rahatsız olduğunu bile bile buna devam etmesi benim anlayamayacağım bir şeydir. Oyuncunun davranışını ülkem adına üzüntüyle karşılıyorum” dedi.
Günay, NTV’de katıldığı programda olayla ilgili şunları şöyledi: “DT’de rol alan bir arkadaşımızın izleyiciye saygı göstermesi konusunun altını çizdim. Bu davranışın mazereti yoktur. Bunu kim kime yaparsa yapsın, affetmem. Olaydan üzüntü duydum.”
Günay, “Sümeyye hanımın kimliği sebebiyle de bir hassasiyetinin olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine ise, “Bizim görevimiz seyirci arasında kılığına kıyafetine, sınıfına, sırasına kadar hiçbir ayrım gözetmeksizin, sanat eserini sunmaktır. Onun gözüne bakarak, hareket yaparak rahatsız olduğunu bile bile buna devam etmesi benim anlayamayacağım bir şeydir. Bu anlayışsızlık karşısında dehşete düştüğümü söylemek durumundayım. Oyuncunun davranışını ülkem adına üzüntüyle karşılıyorum” yanıtını verdi. ANKARA Milliyet
Bakan Günay, ‘Genç Osman” adlı oyunda yaşanan ve Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın oyunu yarıda terk etmesiyle boyutlanan gerginlikle ilgili olarak, “Bir oyuncunun, izleyicinin gözüne bakarak, hareket yaparak rahatsız olduğunu bile bile buna devam etmesi benim anlayamayacağım bir şeydir. Oyuncunun davranışını ülkem adına üzüntüyle karşılıyorum” dedi.
Günay, NTV’de katıldığı programda olayla ilgili şunları şöyledi: “DT’de rol alan bir arkadaşımızın izleyiciye saygı göstermesi konusunun altını çizdim. Bu davranışın mazereti yoktur. Bunu kim kime yaparsa yapsın, affetmem. Olaydan üzüntü duydum.”
Günay, “Sümeyye hanımın kimliği sebebiyle de bir hassasiyetinin olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine ise, “Bizim görevimiz seyirci arasında kılığına kıyafetine, sınıfına, sırasına kadar hiçbir ayrım gözetmeksizin, sanat eserini sunmaktır. Onun gözüne bakarak, hareket yaparak rahatsız olduğunu bile bile buna devam etmesi benim anlayamayacağım bir şeydir. Bu anlayışsızlık karşısında dehşete düştüğümü söylemek durumundayım. Oyuncunun davranışını ülkem adına üzüntüyle karşılıyorum” yanıtını verdi. ANKARA Milliyet
Tiyatrocular: Revizyon gerekiyor
Nesrin Kazankaya: DT’nin yaptığı işi hangi özel kuruluş yapabilir? Sistemi için bir revizyon gerekiyor. Ancak AK’nın 3 yıldır kapalı tutulduğu, Taksim Sahnesi’nin harabe haline getirildiği bir dönemde var olan yapıyı savunarak bu konudaki eleştiri/önerilerimizi ertelemek zorundayız.
Mustafa Avkıran: DT’nin 1950’lerde yapılmış kanunu bugünlere dar geliyor. O yüzden DT’yi iyileştirmenin, özellikle ülke için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Problemin kaynağı belli. Çok büyük atalet var. Sistemin tadil edilmesi lazım.
Dikmen Gürün: Her şeyden önce Devlet Tiyatroları’nın yasas’nı ele almak gerekir. Elbette ki yıllarca sahneye çıkmayan sanatçıların durumları ele alınmalı ve bu hususta sağlam ölçütler belirlenmelidir.
Uğur Polat: DT artık 60 yıl önce çıkan yasayla yönetilemiyor. Yeniden yapılanmaya ihtiyaç var. Rekabeti artırıcı, çalışmayı özendirici bir yeniden yapılanmayla lazım.
Tamer Levent: DT’nin yüksek maaş alıp yatanlardan oluştuğunu söyleyen bir anlayış türedi. Herhangi bir devlet kurumu ile DT’yi karşılaştıralım, bakalım hangisinde duran personel daha çok.
Nesrin Kazankaya: DT’nin yaptığı işi hangi özel kuruluş yapabilir? Sistemi için bir revizyon gerekiyor. Ancak AK’nın 3 yıldır kapalı tutulduğu, Taksim Sahnesi’nin harabe haline getirildiği bir dönemde var olan yapıyı savunarak bu konudaki eleştiri/önerilerimizi ertelemek zorundayız.
Mustafa Avkıran: DT’nin 1950’lerde yapılmış kanunu bugünlere dar geliyor. O yüzden DT’yi iyileştirmenin, özellikle ülke için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Problemin kaynağı belli. Çok büyük atalet var. Sistemin tadil edilmesi lazım.
Dikmen Gürün: Her şeyden önce Devlet Tiyatroları’nın yasas’nı ele almak gerekir. Elbette ki yıllarca sahneye çıkmayan sanatçıların durumları ele alınmalı ve bu hususta sağlam ölçütler belirlenmelidir.
Uğur Polat: DT artık 60 yıl önce çıkan yasayla yönetilemiyor. Yeniden yapılanmaya ihtiyaç var. Rekabeti artırıcı, çalışmayı özendirici bir yeniden yapılanmayla lazım.
Tamer Levent: DT’nin yüksek maaş alıp yatanlardan oluştuğunu söyleyen bir anlayış türedi. Herhangi bir devlet kurumu ile DT’yi karşılaştıralım, bakalım hangisinde duran personel daha çok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder