A
A tipi renkli filim (Type A Color Film) : 3400ºK renk ışısına sahip yapay aydınlatmaya dengelenmiş filmlerin genel adı.
Aberasyon (Aberration) : Görüntü Bozulması.
Agrandizör (Enlarger) : Negatiflerin kendi orjinal boyutlarından daha büyük boyutlar da basılabilmesini sağlayan optik araç.
Ajitasyon (Agitation) : Kimyasal işlemler sırasında, duyarlı yüzeye sürekli olarak bozulmamış banyonun temas etmesini sağlayan
yöntem; Bu yöntem özellikle film ve kağıtların gelişterme banyosunda bulundukları sırada ve saptama banyosunun (tesbit banyosu ya da
Alan derinliğine başka bir örnek |
fix) ilk birkaç dakikasında çok önemlidir. Üretici firmaların bu konudaki uyarılarına aynen uyulmalıdır.
Akromatik (Achromatic) : "Kromatik" görüntü bozulmasına karşı gerekli düzeltme yapılmış olan objektif; Bkz. Kromatik görüntü
bozulması.
Aktinik (Actinic) : Işığın herhangi bir madde üzerinde kimyasal ya da fiziksel değişim yaratabilme gücü; Film üzerine düşen ışık
duyarkatı oluşturan gümüş tuzlarının yapı değişikliğine uğramalarını, siyah metalik gümüşe dönüşerek görüntüyü oluşturma ayarını
sağlamaktadır.
Aktinometre (Actinometer) : Eski devirlerde kullanılmakta olan bir tür ışıkölçere verilen ad.
Akütans (Acutance) : Görüntü keskinliğinin ölçüsüdür.Görüntüyü oluşturan yoğunluk bölgelerindeki sınırların eğim açısının darlığıgörüntünün kesinlik derecesini belirler. Bu açı büyüdükçe görüntü keskinliğe kaybolur.
Alan derinli, ön plan net, arka plan flu |
Alan Derinliği (Depth of Field– DOF) : Üzerinde odaklama yapılan cismin önünde ve arkasında oluşan net/seçik alandır. Bu alan cimin
önünde 1/3, arkasında ise 2/3 oranında oluşur. Alan derinliğinin darlığını veya genişliğini etkileyen üç öğe, objektifin odak uzunluğu,
kullanılan diyaframın açıklığı, ve cismin fotoğraf makinesine olan uzaklığıdır. Ayrıca bkz. Diyafram açıklığı ve odak uzunluğu
Alan derinliğı ön gösterimi (Depth of Field Preview) : Bazı fotoğraf makinelerinde alan derinliğinin kullanıcı tarafından görülmesini
sağlayan, diyafram açıklığının sağladığı görüntüyü donduran bir düğme veya kol bulunmaktadır. Tüm netleme, lens açıkken veya en
büyük diyafram açıklığı ayarında yapılır. Günümüzde otomatik SLR makinelerin çoğunda alan derinliği ön gösterimi bulunmazken, eski
manuel makinelerde daha yaygın kullanılmaktadır.
Anti-halo tabakası (Anti-Halation Backing) : Filmlerin arka yüzeylerine sürülen ve taşıyıcı taban ya da fotoğraf makinesinin arka
kısmından yansıyarak yeniden filme dönüp "halelenme" ye neden olan ışığı emerek yok eden boyalı katman.
Anamorfik objektif (Anamorphic Lens) : Geniş bir görüş açısındaki görüntüyü sıkıştırarak belirli bir çerçeveye sığdıran objektif türü;
Sinamaskop filmler de bu objektiflerle çekilmektedirler. Daha sonra göstericiye takılan bir parça ile görüntünün yayılması sağlamakta ve
tüm perdeye kaplamaktadır.
Anti-statik bez : Objektifleri ya da saydamları silmek için ve statik elektrikten kaynaklanan toz zerreciklerini uzaklaştırmak için
kullanılan ilaçlı bez.
Aplanat (Aplanat) : Küresel görüntü bozulmasına karşı gerekli düzeltme yapılmış olan objektifler. Bkz. Küresel görüntü bozulması.
Apokromat (Apochromat) : Kromatik görüntü bozulmasına karşı gerekli düzeltme yapılmış olan objektifler. Bkz. Kromatik görüntü
bozulması.
Atmosferik perspektif (Aerial perspective) : Atmosferde oluşan sis ve pus gibi meteorolojik olayların fotoğrafta yarattığı uzaklık ya
da derinlik duygusu. Sis ve pus havada zaten varolan ve tüm filmlerin aşırı derecede duyarlı oldukları morötesi ışınları olağanüstü
derecede artırır. Bu ise duyarkat üzerinde genel bir yoğunluk yaratır. Sonuçta çekime konu olan cisimler uzakta, silik, ayrıntıdan yoksun
ve belli belirsiz görülürler. İşte buna da atmosferik perspektif denilmektedir.
Aynalı objektif (Mirror Lens) : Yapılışında çeşitli aynaların kullanıldığı objektif türü. Bunlar "katadioptirik" objektifler olarak da anılırlar.
Çok büyük odak uzunluklarına, objektifin gövdesini uzatmadan sağlarlar.
ASA (Bakınız: ISO)
Ayna kilidi : Uzun poz sürelerini gerektiren çekimlerde fotoğraf makinesinin olabildiğince sabit durması gerekmektedir. Ayna kilitleme
sistemi sayesinde, ayna yukarı kalkık durumda kilitlenir ve örtücü kapanana kadar bu durumda kalır. Böylece aynanın hareketinden
oluşan sarsıntı ortadan kalkar.
B
B Ayarı (Bulb ayarı-Bulb setting) : Uzun pozlarda, makine perdesinin ya da obtüratörünün istenilen süre için açık kalmasını sağlayan
kilitleme sistemi.
bakaç/ vizör |
Bakaç (Vizör) : Fotoğraf makinelerinde konuyu kadrajlamaya yarayan kısım. Bakaç, modern fotoğraf makinelerinde, pozlandırmayı
denetlemeye yarayan bilgileri de içerir.
Bakaçlı (Vizörlü) makineler : Büyük format fotoğraf makinelerinin çoğu bu tiptedir. Işığı ve dolayısı ile görüntüyü bakaça getiren bir
yansıtma sistemi (refleks makineler) kullanmak yerine görüntü doğrudan film düzlemi üzerine gelir. Film yerleştirilmeden önce
görüntünün oluştuğu ve yarı saydam (buzlu cam) yüzeyde netleme ve kadraj kontrolu yapılır. Bu yüzey film düzlemiyle aynı yerdedir ve
netleme ve kadrajlama bittikten sonra objektif kapatılır, film takılır ve pozlama yapılır. Bu makinelerde filmler tek tek takılır. Ayrıca
bknz.: Büyük Format
Balık gözü objektif (Fish-eye Lens) : Çoğu zaman görüş açısı 100º nin üzerindeki geniş açılı (çok kısa odak uzunluklu) objektiflere
verilen genel ad. Bu objektiflerin kimileriyle 180º görüş açısı elde edilebilmektedir. Bu tür objektiflerin verdikleri görüntüde ise aşırı bir
görüntü bozulması (dairesel görüntü) söz konusudur.
Banyo (Chemical bath) : Filmlerde ya da kağıtlarda oluşturulan gizli görüntüyü görülebilir kılmak, geliştirme banyosunun kimyasal
işleminin sona ermesini sağlamak ve ışık görmemiş olan gümüş bromür zerreciklerini kendi içine alarak filmin saydamlaşmasını ve ışıktan
etkilenme özelliğini yok etmek ve benzeri daha bir çok işlemi yapmak için kullanılan çeşitli kimyasal bileşimler.
Basamak : Bkz. F Durağı.
Bayonet (Bayonet Maunt) : Bkz. Tırnaklı objektif bağlantısı.
Beşli prizma (Penta prism) : Genellikle 35mm. Tek objektifli refleks fotoğraf makinelerinde odaklamanın yapılmasını ve hareketli
balık lens ile çekilen fotoğrafa örnek |
aynadan gelen görüntünün göze iletilmesini sağlayan parça.
Bileşik objektif (Compound Lens) : İki ya da daha fazla sayıda mercek biriminin kullanılarak yapılan objektifler. Böylece objektiflerin
aydınlatma indisini büyütmek, görüntü bozulmalarını gidermek ve görüntü kalitesini yükseltmek mümkündür.
Bindirme (Montage) : İki ya da daha fazla görüntünün birbiri üzerine bindirilerek, başka bir deyişle farklı filmlerdeki farkı görüntülerin
aynı kağıt üzerinde birleştirilerek kullanılması.
Blör (Blur) : Hareketin dondurulamamasından kaynaklanan netsizlik; Hareketin dondurulmaması çekim anında makinenin
sallanmasından ya da görüntülenecek cismin hareketini donduracak yeterli örtücü hızının seçilmemiş olmamasından kaynaklanabilir.
Boyut (Size) : Fotoğraf makinelerinde, filmlerde ve fotoğraf kağıtlarında büyüklüğün ölçüsünü ifade eden deyim.
Braketleme-Farklı Değerlerde Pozlama (Bracketing) : Alınacak sonuçlarda herhangi bir pozlandırma hatasına yer vermemek için
aynı konuyu birbirine yakın ama farklı diyafram ya da enstantane hızı ile çekme yöntemi. Ayrıca bkz. Nokta ölçüm ve Zon sistem
Bükülme (Curvature of Field) : Objektiflerin neden olduğu ve odak düzleminde bükülme ile sonuçlanan görüntü bozulması.
Büyük boy fotoğraf makineleri (Large Format Cameras) : Genellikle 13x18 cm. Ve daha büyük boyda tabaka film kullanan fotoğraf
makinalarının genel adı.
Büyük Format : Filmler boyutları (format) itibariyle üçe ayrılırlar: Standart (35mm.), Orta ve Büyük format. Büyük format, orta format
olarak kabul edilen 4x5, 6x7, 8x10 (en x boy) ölçülerinden daha büyük filmler için kullanılır. Büyük formatın avantajı, görüntü kalitesinde
çok az kayıpla, oldukça büyük baskılara izin verebilmesidir. Büyük format’ ta gren sorunu yoktur ve örnek baskılar (kontakt) doğrudan
negatiflerden yapılabilir.
Büyük odak uzunluğu (Long Focus) : Fotoğraf makinelerinin kullanmakta olduğu filmin köşegen uzunluğundan daha büyük odak
uzunluğuna sahip objektiflere verilen genel ad.
C
C 41 prosesi : Renkli negatif filmlerin geliştirilmesinde kullanılan proses.
Çift Objektifli refleks (TLR: Twin Lens Reflex) : Bazı orta formattaki fotoğraf makinelerinde iki ayrı objektif bulunmaktadır. Alt alta
Çift lensi bir mamiya |
konan bu objektiflerden üstteki görüntünün bakaç ’a (vizör) aktarılmasını, diğeri ise filmin pozlanmasını sağlar. Bu tipteki fotoğraf
makinelerinde sorun paralaks hatası olarak bilinen ve bakaçtan görülen görüntü ile film düzlemi üzerine düşen görüntü arasındaki alansal
farktır.
Çevrinme (Panning) : Örtücü hızının en üst noktaya çıkartılmasına rağmen hareketin dondurulmaması ya da fotoğrafta hareket izlemi
elde etmek için fotoğraf makinesinin, konunun hareketini izlemesi ve fotoğrafın tam bu anda çekilmesi işlemi.
Çoklu (üst üste) çekim : Aynı film karesi üzerine birden fazla çekim yapılmasıdır. Bu sayede özel etkiler yaratılabilir. Örneğin tele
objektifle çekilmiş ay fotoğrafı ile geniş açı objektifle çekilmiş manzara fotoğrafı üst üste çekilirse, ay normal görüntüsüne göre oldukça
büyük bir görüntüde olacaktır.
D
Değişken odak uzunluklu objektif (Variable Focus Lens) : Belirli alt ve üst sınırlar içindeki tüm odak uzunluklarına sahip olabilen
objektif türü; zoom objektif.
Deklanşör (Shutter release) : Örtücünün açılıp kapanmasını sağlayarak fotoğrafın çekilmesini sağlayan düğme.
Deklanşör kablosu (Cable release) : Fotoğraf çekerken deklanşöre basıldığında doğabilecek titreşimleri yok etmek ya da deklanşöre
uzaktan kumanda edebilmek amacıyla kullanılan esnek ve bükülebilen tek biçimindeki deklanşör.
Diyapozitif (saydam) : İçinden ışık geçirerek seyredilen pozitif, yani gerçek renkli görüntülü renkli film.
Diyafram aralıklarına örnek |
Diyafram (Diaphragm) : Fotoğraf makinelerinin objektiflerinde, açılıp, kısılarak filme ulaşacak ışık miktarını ayarlayan parça.
Diyafram Açıklığı (Aperture) : Işığın objektif üzerinden filme doğru geçişindeki açıklıktır. Bu standart açıklıklar "f" değerleri ile
belirlenirler Gözün irisine benzeyen bir şekilde, yaprakçıkların üst üste gelmesi açıklığın çapını kontrol eder. Alan derinliği kontrol etme
araçlarından birisidir. Diyafram aralığı büyükken net alan derinliği azalır buna karşılık diyafram aralığı küçükken net alan derinliği artar.
Diyafram aralıklarında bir değer değiştirme, 1 stop değişiklik anlamına gelir. Bir değeri diğerine değiştirme, filme ulaşan ışığın miktarını
iki misli artıracaktır. Diyafram açıklığı halkasındaki numaralar merceğin odak uzunluğu ile diyafram açılımının çapı arasındaki orana denk
gelir. Ayrıca bkz. Örtücü hızı, alan derinliği
Diyafram değeri (F/number) : Diyafram çeşitli açıklık durumlarını simgeleyen sayılar. Diyafram değeri, objektif çapının, diyafram
açıklığı çapına bölünmesi ile bulunur. Belirli bir diyafram değerine sahip tüm objektiflerin, o değerde, aynı miktarda ışık geçirmeleri
gerekir. Diyafram değerlerinin sayısal olarak yükselmesi, makineye girecek ışığın azalacağını, küçülmesi ise artacağını gösterir.
Diyafram öncelikli pozlama (Aperture Priority) : Bir çok çekim koşulunda, belirli bir diyafram değerinin kullanımına ihtiyaç
duyulabilir. Fotoğraf makinesinde diyafram öncelikli pozlama seçimi yapılırsa, diyafram açıklığı sabitlenir ve makine mevcut ışık
koşullarına bağlı olarak uygun enstantaneyi verir. Ayrıca bknz.: Örtücü hızı öncelikli pozlama ve ışıkölçer
Doğal yoğunluk filtresi (Neutral density filter) : Fotoğraf makinelerinde, objektife takılarak kullanılan gri renkle filtrelerdir. Tüm
renklerde aynı oranda süzüm yaptığı için sonuçsal görüntüde herhangi bir renk kaybına neden olmazlar. Diyafram ve örtücü hızı ile
oynamanın mümkün olmadığı durumlarda,makinaya girmesi gereken ışığın azaltılması amacıyla kullanılırlar.
Döner kafa (Pan) : Döner veya top kafaya sahip olmayan bir üçayak yada tek ayak ile yalnızca yatay formatta fotoğraf çekilebilir.
Döner kafa sayesinde, fotoğraf makinesi değişik yönlerde çevrilerek tam bir çekim kontrolü sağlanır. Ayrıca bkz. Tekayak, Üçayak
DX Ayarı : Film kasetlerinde bulunan ve film duyarlılığını otomatik olarak makineye aktaran sistem.
Düşen ışık (Incident Light) : Herhangi bir ışık kaynağından herhangi bir cisme düşen ışık.
Düşen ışık ölçümü (Incident light reading) : Herhangi bir cisim üzerine herhangi bir ışık kaynağından düşen ışığın, bir düşen
ışıkölçer yardımıyla ölçülmesi. Düşen ışıkölçer konudan ışık kaynağına doğru yöneltilir.
Düşen ışık ölçer (Incident light meter) : Fotoğraf çekilecek cisim üzerine düşen ışığı ölçmek için kullanılan, ışığa karşı duyarlı
"göz"ünün üzerinde beyaz renkli küresel bir parça bulunan ışıkölçer türü.
Düzeltme filtreleri (Correction filters) : Renklerin, gözün gördüğüne en yakın biçimde elde edilmesini sağlayan filtrelerdir. S/B
pankromatik filmlerin pek çoğu renk tayfındaki tüm renklere duyarlı olmakla birlikte bu duyarlılık gözün duyarlılığına denk değildir. İşte
düzeltme filtreleri bu denkliği sağlamak amacıyla kullanılan ve genellikle sarı ve sarı-yeşil renkteki filtrelerdir. Böylece S/B pankromatik
filmlerin mavi renge olan aşırı duyarlılıkları azaltılmaktadır.
E
Enstantane hızına bir örnek |
E-6 Proses : Diyapozitif (saydam) filmlerin geliştirilmesinde kullanılan işlem.
Elektronik flaş (Electronic flash) : Bir elektrik kondansatöründeki elektrik enerjisinin gaz dolu bir tüpten geçerken çıkardığı parlak
ışığı, fotoğrafta yapay ve yardımcı aydınlatma kaynağı olarak kullanılmasını sağlayan elektronik aygıt.
Enstantane (Shutter speed) : Bkz. Örtücü hızı.
Eşdeğerlilik Kuralı (Reciprocity law) : Bkz. Pozlama dengesi kuralı.
F
F–Durağı (F-Stop) : Bir f-durağı filme ulaşan ışığın değerini iki misli değiştirmek demektir. Diyafram açıklığını 2’den 2.8’e değiştirme,
filme ulaşan ışığı ilkinden 1/4 oranında indirmek anlamına gelmektedir. Buna kıyasla diyafram açıklığını 2’den 1.4 ’e değiştirme filme
ulaşan ışık miktarını iki katına çıkarmaktır.
Fazla pozlama (Over-exposure) : Filmin açık bir diyafram ya da yavaş bir enstantane hızı seçimi nedeniyle çok fazla ışık almasıdır.
Fıçı bükülmesi (Barrel distortion) : Genel olarak kısa odak uzunluklu ve diyaframı önde bulunan objektiflerde ortaya çıkan ve
görüntüdeki düşey hatların bir fıçıyı andıracak biçimde eğilmeleri ile ortaya çıkan görüntü bozulması.
Dolgu flaşı |
Filim hızı : (Bakınız ISO)
Filtre (Filter) : İçinden geçen ışığın özelliklerinde çeşitli değişiklikler yaratan cam, jelatin ya da asetattan yapılmış, çeşitli renklerdeki
araçlardır. Fotoğraftaki son görüntüyü değiştirmek amacıyla objektifin ön kısmına takılan her şey filtredir. Filtrelerin, dairesel polarize,
ısıtan, yıldız, yumuşatıcı çeşitlerinin yanında fotoğrafın tamamen rengini değiştiren çeşitleri de bulunmaktadır.
Flaş (Flash) : Kısa süreli fakat çok parlak ışık yayan, yapay aydınlatma kaynağı; elektronik ve magnezyum flaşlar olmak üzere iki türü
vardır.
Flaş kablosu : Flaş kızağının ve TTL flaşların üretilmediği dönemlerde, flaşın fotoğraf makinesine bağlantısını sağlamak için kullanılan
Flaşlı çekime bir örnek |
kablodur. Oldukça ince ve kırılgandır ancak gerektiğinde flaşın, kablo mesafesinden kullanılmasını sağlar.
Flaş senkronizasyonu : Flaşın, obtüratörün açılmasına uyumlu olarak çalışmasıdır. Flaş senkronizasyonu için gerekli olan örtücü
(enstantane) hızı makinenin türüne göre değişir (1/125, 1/60 gibi). Kendi içinde flaşı olan kompakt makinelerde ve özel kullanımlı flaşa
sahip SLR makinelerde doğru örtücü hızı otomatik olarak ayarlanır. Fotoğraf makinelerinde genellikle iki tür flaş eşlemesi bulunmaktadır.
Bunlardan "X" işaretli olan elektronik, "M" işaretli olanı magnezyum flaşlar için kullanılan eşleme noktalarıdır.
Flaş yuvası : Flaş iki türlü kullanılabilir, flaş kablosu ile ya da flaş yuvasına takılarak. Kızaklı tip flaşlar fotoğraf makinesinin üstünde yer
alan yuvaya geçirilir ve her iki taraftaki akım ileticiler sayesinde flaş çalıştırılır. Ayrıca bkz. Flaş kablosu
Format : Boyut.
G
Geliştirilmiş Fotoğraf Sistemi (Advanced Photo System – APS) : 35mm fotoğraf makinesini öğrenmekle zaman harcamak
istemeyen bir kullanıcı için Kodak’ın fotoğraf çekimini kolaylaştırma girişimidir. 35mm filmin 36mm enine oranla, IX240 olarak
adlandırılan bu filmin eni 24 mm. dir. Aynı boyutta basımı sağlamak amacıyla daha yüksek oranda büyütülmeden dolayı, APS’deki grenler
daha belirgin olacaktır.
Geniş açı objektif (Wide angle Lens) : Kısa odak uzunluğuna sahip, konuyu daha geniş bir görüş açısı ile algılayan objektif türü.
Gökyüzü filtresi (Sky light filter) : Genellikle hafif sarı renkli ve hafif bir yoğunluk (doğal yoğunluk filtrelerinde olduğu gibi) içeren,
manzara fotoğraflarının çekiminde yararlanılan bir filtre türü; belirli dalga boylarındaki renkleri süzerek daha doğal görüntüler elde
edilmesini sağlarlar.
Görüntü bozulması (Aberration) : Çekilen fotoğrafların genellikle kenarlarında meydana gelen ve objektiflerden kaynaklanan görüntü
yapılan bazı düzeltmelerle görüntü bozulmaları önlenebilmektedir.
Görüş açısı (Angle of view) : Bir objektifin film üzerine düşürdüğü görüntünün kullanılabilir bölümünü "görebilen" geniş görüş açısı.
Gradasyon (Gradation) : Bkz. Gri tonlaması.
Gren (Grain) : Film ya da baskılar üzerinde görüntüyü oluşturan noktalardır. Yavaş fimler (düşük ASA değerli filmler, örneğin 25 ASA,
50 ASA) küçük grenlidirler ve oluşturdukları görüntü keskindir, bunun tersi olarak hızlı filmler (Yüksek ASA) değerli filmler, örneğin 400
ASA, 800 ASA) büyük grenlidirler ve oluşturdukları görüntü keskin değildir, grenler görüntü üzerinde seçilebilir.
Grenlilik (Graininess) : Grenlerin bir araya kümelenmelerinden kaynaklanan görüntü; grenliliği yüksek olan bir görüntüde, görüntü
sanki noktalardan oluşmuş izlenimine kapılınır.
Gri kart : Gri rengin %18 ini yansıtan kart.
Gri tonlaması (Gradation) : Bir görüntünün sahip olduğu gri tonlarının sayısal olarak miktarı; Yumuşak görüntüde : çok sayıda gri tonu
(siyahsız ve beyazsız), normal görüntüde : görüntü sanki noktalardan oluşmuş izlenimine kapılır.
Gün ışığı Dengesi (Day light balance) : Bugün en çok gün ışığını dengeleyen filmler bulunmaktadır. Film üzerinde diğer ışık
koşullarına dengelidir notu belirtilmediği sürece, film muhtemelen gün ışığına dengeli olarak üretilmiştir. Bu tür film, doğal ışık veya
normal flaş koşulları altında doğal renkler üretecektir. Tungsten ışığında (Akkor ışık ampulu) çekildiğinde kırmızımsı sarı bir renk, florasan
ışığında yeşil bir renk alacaktır.
H
Hayalet çemberler (Circle of confusion) : Görüntü üzerindeki ya da çevresindeki ışık kaynaklarının ya da kuvvetli yansımaların
doğrudan objektife girmeleri durumunda, görüntü üzerinde oluşmasına neden oldukları ışık halkaları; bu halkalar küçüklerse görüntünün
seçilirliğini etkilemezler, ancak belirli bir büyüklüğü geçtikten sonra fotoğrafta seçilirlik kaybına neden olurlar.
Hiperfokal nokta (Hyperfocal point) : Bir objektif sonsuza odaklandığında, seçik görüntünün fotoğraf makinesine en yakın olduğu
nokta. Objektif hiperfokal noktaya odaklandığında ise makine ile arasındaki uzaklığından yarısından sonsuza kadar seçik bir görüntü elde
edilir. Odaklanma sistemi bulunmayan fotoğraf makinelerinde odaklama imalat sırasında bu noktaya yapılır.
Hiperfokal uzaklık (Hyperfocal distance) : Bir fotoğraf makinesi sonsuzca odaklandığında seçilir görüntü verebilen en yakın nokta ile
fotoğraf makinesi arasındaki uzaklıktır.
I
IR ayarı(IR Setting) : Hemen hemen tüm fotoğraf makinelerinin odaklama bilezikleri üzerinde kırmızı renkle işaretlenmiş olan bir olup,
kırmızı ötesi film kullanıldığında odaklama yapılabilmesi için referans noktasını oluşturur. Kimi zaman yalnızca "R" harfi ile de ifade
edilebilir.
ISO/ASA : Filmlerin ışığa karşı duyarlılıklarını belirleyen standart ölçü sistemi. Değer büyüdükçe filmin ışığa karşı duyarlılığı da artar.
Işık (Light) : Elektromanyetik tayfta 4000-7000 birim dalga boyuna sahip olan ve görülebilir nitelikte yayılan enerji. Farklı dalga boyları
farklı renklerdeki ışığı simgeler.
Işık kaynağı (Light source) : Işık yayarak konunun aydınlatılmasında kullanılan araçların genel adı. Örneğin güneş, tungsten lamba,
flaş ya da yansıtıcı birer ışık kaynağıdırlar.
Işık ölçer (Exposure meter): Günümüzde hemen tüm fotoğraf makinelerinin ışıkölçeri bulunmaktadır. Işıkölçer, doğru diyafram açıklığı
ve örtücü hızını belirleyebilmek için varolan ışığın miktarını ölçer. Ayrıca el ışık ölçerleri de bulunmaktadır. Bu aygıtlar kullanıcıya daha
fazla seçenek sunarlar ve daha hassastırlar. Fotoğraf makinelerinin üzerinde bulunan tipte ışık ölçerler gibi konudan yansıyan ışığı ölçen
aygıtlara yansımalı ölçücüler denir. Konu üzerine düşen ışığı ölçen aygıtların kullanımı da bir diğer ölçüm tekniğidir.
Işık siperliği (Lens hood) : Metal ya da kauçuktan yapılan ve istenmeyen ışıkların objektif yüzeyine düşmesini önleyen, objektifin
ucuna katılan parça.
Işık toplayıcı (Condenser) : Dağınık ışık huzmelerini toplayarak yoğunlaştıran optik sistem; ışık toplayıcıları hem aydınlatma
kaynaklarında (frensel cam olarak) hem de agrandizörlerde kullanılırlar.
Işık yumuşatıcı (Diffuser) : Işığı yayan ya da yumuşatan her türlü malzemeye verilen genel ad. Işık yumuşatıcısı ışık kaynağına
yaklaştıkça yumuşatma etkisi azalır.
K
Kablo deklanşörü (Cable release) : Uzun süreli pozlamalarda, kısa süreli pozlamanın aksine fotoğraf makinesinin hareketi fotoğrafta
farkedilir. Bu problemi engellemek için makine bir tripod (üçayak) üzerine yerleştirilmeli veya kablo deklanşörü kullanılmalıdır. Kablo
deklanşörünün vidalı ucu vardır ve bu uç deklanşöre sıkıştırılır. Kablo deklanşörüne göre yapılmamış bir makinede muhtemelen başka bir
kullanım metodu vardır (kablolu veya kızılötesi ışınlarla çalışan bir tertibat gibi).
Kamera Obskura (Camera obscura) : Günümüz fotoğraf makinelerinin atasıdır. En basit şekliyle bir duvarında küçük bir delik bulunan
karartılmış bir odadır. Bu delikten geçen ışık karşı duvarda, dışarıdaki görüntünün baş aşağı gelmiş biçimini oluşturmaktadır. Bu olaya ilk
kez M.Ö. 4. yüzyılda Aristo tarafından değinilmiş, daha sonra geliştirilerek resim yapımında kullanılmıştır. 16.yy.da bu araçlara dış bükey
tele converter |
Wedgwood olmuş, Fransız Niepce bunu gerçekleştirmiş ve ilk "fotoğrafı" 1826'da çekmeyi başarmıştır.
Kaplama (Coating) : Bkz. Objektif kaplaması.
Karakteristik eğri (Characteristic curve) : Işığa karşı duyarlı malzemelerin bir anlamda verimlilik grafiğidir. Bu malzemelerin
pozlama, yoğunluk, duyarlılık, kontrast gibi konulardaki özelliklerini ortaya koyar.
Karanlık oda (Dark room) : Filmlerin banyo edilmesi ve kart baskısı yapılması için elverişli bir biçimde düzenlenmiş, karartılmış, gerekli
araç ve gereçleri de içeren oda.
Kavrama gücü (Resolving power) : Gözün, objektiflerin ya da ışığa karşı duyarlı yüzeylerin görüntü üzerindeki ince ayrıntıları
algılama gücü. Fotoğrafçılıkta sonuçsal görüntü hem objektifin hem de duyarkatın kavrama gücü ile yakından ilgilidir. Kavrama gücü bir
anlamda, her milimetre kareye düşen çizgi sayısı ile ifade edilir.
Kelvin (K) : Özellikle renkli negatif ve saydam filmlerin sadık kalması için çok önemli olan renk ısısı birimleri; 2000º K' den 15000º K' e
kadar değişebilir.
Keskinlik (Acutance) : akütans.
Kızıl ötesi (Infra red) : Elektromanyetik renk tayfının kırmızı ucunun ötesinde, görülmesi mümkün olmayan dalga boyuna sahip ışık
ışınları. Özel olarak bu renge duyarlı kılınmış filmlerle görüntülenebilirler.
Klavuz değerler (Guide numbers) : Flaş kullanılarak çekilen fotoğraflarda doğru pozlamanın yapılabilmesi için kullanılan ve her flaşın
ayrı ayrı sahip oldukları bir değer.
Kondansatör (Conderser) : Işık toplayıcı.
Kontak Baskı (Contact Print) : Özellikle siyah/beyaz fotoğrafları, büyütmeden önce seçebilmek için negatifle aynı boyda üretilen küçük
baskılardı.
Kontrast (Contrast) : En açıktan en koyu tona geçinceye kadar bir film ya da fotoğraf kağıdında ara gri tonlarının varlığı ya da yokluğu.
Kontrastı etkileyen öğeler ise, konunun aydınlatma oranı, objektifin özellikleri, duyarlı malzemelerin özellikleri, banyo edilme oranı,
kullanılmakta olan agrandizörün özellikleri, kullanılan kontrast özelliği ve yüzey dokusudur.
Konverter (Converter) : Objektifle fotoğraf makinesi arasına takılan ve objektifin odak uzunluğunun artırılması amacıyla kullanılan
araç. Bu araçlar odak uzunluğunu üzerlerinde yazılı değerlere göre iki ya da üç misli gibi değerlere yükseltirler. Bu arada görüntü
kalitesinde kayba da neden olurlar. Daha önceden teleconverter ilgili sitemizde yazı yazmıştık...
Körük (Bellows) : Objektif ile fotoğraf makinesinin gövdesi arasında bulunan genellikle ray üzerine yerleştirilmiş esnek yapısı olan bir
malzemedir. Raylar körüğün objektif ile gövde arasındaki mesafeyi değiştirmek amacıyla ayarlanmasını sağlar. Bu makro fotoğraf
çekimini ve yakını odaklamayı mümkün kılar. Esnek körükler büyük formatlı makinelerde perspektif değişimini sağlamak amacıyla, film
yüzeyinde objektifin eğimini mümkün kılar.
Kromatik görüntü bozulması (Chromatic aberration) : Merceklerin aynı konu üzerindeki farklı dalga boylarına sahip renklerden
yansıyan ışıkları aynı noktada odaklayamamasından doğan görüntü bozulması.
Kutu fotoğraf makinesi (Box camera) : George Eastman tarafından 1888'de tanıtılan en basit fotoğraf makinesidir. Çok basit ve tek
elemanlı bir objektif, ışık geçirmez bir kutu ve arka tarafına film takılmasına olanak veren bir kızaktan ibarettir. Örtücü hızı ve diyafram
değerleri sabit olup 1/25 saniye ve f/11'dir. Objektif çok yakın cisimler dışında her şeyi net çekebilecek biçimde seçilmiş ayarlanmış
olduğundan ayrıca bir de odaklama sistemi eklenmemiştir.
Küçük boy fotoğraf makineleri (Small format camera) : Genellikle 35 mm. film kullanan fotoğraf makinelerinin genel adı.
Küresel görüntü bozulması (Spherical Aberration) : Görüntü keskinliğinde kayba neden olan optik hata. Bu hatadan yararlanılarak
yumuşak odaklı objektifler yapılmaktadır.
M-N
Makro fotoğrafçılık : Yakın plan çekimler bu şekilde adlandırılır. Nesneler o kadar yakından çekilirler ki, sonuçlar orijinal büyüklüğün
1/3 ’ü ile 8 katı arasında değişir.
Matriks ölçümleme : Bazı gelişmiş SLR (tek objektifli refleks) fotoğraf makinelerinde bulunan ve vizördeki (bakaç) alanı bölümlere
ayırıp, poz değerini ağırlıklı ortalama yöntemiyle hesaplayan sistemdir.
Nokta (Spot) ölçüm : Bazen matris veya merkez ağırlıklı poz ölçümü yapmak oldukça zordur veya doğru pozlandırma yapmak istenen
alan oldukça küçüktür. Nokta ölçüm sistemine sahip fotoğraf makineleri noktasal ölçüm yaparlar ve doğru poz ölçümü sağlanır.
O-Ö
Objektif (lens) : Genellikle birden fazla mercek elemanından oluşan ve temel işlevi film düzlemi üzerine seçik görüntü düşürmek olan
parça.
Normal objektif, bakaçtan (Vizör) bakıldığında oluşturduğu görüntü insan gözünün gördüğü görüntüye eşdeğer olan objektiftir. Geniş açı
objektif, normal objektife göre daha fazla görüntü alanı oluşturan objektiflerdir. Dar açı objektif, Normal objektiflere göre daha az
görüntü alanı oluşturan objektiflerdir. Zoom objektif, değişik açıların ayarlanarak elde edildiği objektiflerdir. Birden fazla objektifin
görevini tek objektifin görmesi nedeniyle kullanım kolaylığı ve fiyat avantajı sağlar. Ancak çok mercekli sisteme sahip olmaları nedeniyle
görüntü kalitesi daha düşüktür ve yavaştırlar. Tek objektif, ölçüsü ne olursa olsun, bir objektifin tek görüş açısına sahip olması
durumudur. Bu objektifler, zoom objektiflere göre daha kaliteli sonuçlar verirler ve hızlıdırlar. Ayrıca bu objektiflerin diyafram açıklıkları
Objektif kaplaması (Lens coating) : Objektiflerde çeşitli nedenlerle oluşan yansımaları gideren ve merceklerin yüzeylerine çok ince
tabakalar halinde yapılan magnezyum florür kaplaması.
Objektif kavrama gücü (Lens covering power) : Herhangi bir objektifin kullanılır niteliklere sahip olacak biçimde üretebildiği en geniş
alan. Bu alanın dışındaki görüntüde çeşitli bozukluklar söz konusudur.
Objektif’ den Ölçüm (TTL: Through The Lens) : Yeni kuşak fotoğraf makinelerinin çoğu ışık ölçümünü objektifin içinden gelen ışık
Obtüratör (Shutter) : Bkz. Örtücü.
Odak derinliği (Depth of focus) : Objektifin yeniden odaklamasına gerek kalmaksızın film düzleminin
hareket ettirilmesi durumunda
yine de seçik görüntü alınmasını sağlayan optik olay.
Odak düzlemi (Focal plane) : Objektiflerin optik eksenine dik olan ve odak noktasından geçen varsayımsal düzlem. Seçik görüntü
alınabilmesi için film, fotoğraf makinelerinde bu düzlem üzerine yerleştirilir.
Odak düzlemi örtücü (Focal plane shutter) : Bkz. Perde örtücü.
Odak noktası (Focal point) : Objektifin optik ekseni üzerinde, belli bir konudan gelen paralel ışık hüzmelerinin toplandığı (odaklandığı)
nokta.
Odak uzunluğu (Focal Length) : Herhangi bir objektif sonsuza odaklandığında, görüntüyü düşürdüğü odak noktası ile objektifin optik
merkezi arasındaki uzunluktur.
Bir başka odak nokta fotoğraf |
(film düzlemi) üzerine düşmesini sağlama işlemi.
Odaklama camı (Focusing screen) : Fotoğraf makinelerinde fotoğrafı çekilecek cismin görülebilmesin ve odaklanmasını sağlayan,
genellikle beyaz renkli buzlu cam.
Optik eksen (Optical axis) : Objektif sisteminin tam merkezinden geçen varsayımsal çizgi. Bu çizgi boyunca hareket eden bir ışık
ışınının hiç bir kırılmaya uğramaması gerekir.
Orta boy fotoğraf makinesi (Medium format cameras) : 4,5x6 ; 6x6; 6x7; 4x9 cm. Boyutlarındaki tabaka ya da rol film kullanılan
fotoğraf makinelerinin genel adı.
Orta Format : Geniş formatta olduğu gibi, 35mm. Formatına göre daha kaliteli sonuçlar veren ve genellikle 6x4.5 cm, 6x6 cm ve 6x7
cm. boyutlarındaki filmler ve bunları kullanan fotoğraf makineleri için kullanılan tanımdır.
Ortokromatik (Orthochromatic) : Mavi ve yeşil renklere duyarlı olmakla birlikte, kırmızı renge karşı duyarsız olan film (duyarkat)
türü.
Otofokus (Autofocus) : Bkz. Otomatik odaklama.
Otomatik odaklama (Autofocus) : Genellikle agrandizörlerde, büyütme oranına paralel olarak agrandizör kafasının yükselmesinden
etkilenmeksizin odaklama işlemini kendi kendine yapabilen sistem.
Oynar baş (Ball head) : Tripod (üç ayak) ya da monopod da (tek ayak) oynar baş olmadığı takdirde fotoğraf makinesi ile yalnızca
yatay bir konumda fotoğraf çekimi gerçekleştirilebilir. Oynar başın ayağa eklenmesi, sıkıştırılan vidaların yardımıyla makinenin nerdeyse
her yöne çevrilmesini mümkün kılar. Oynar başın bir dezavantajı, fotoğraf karesinin tüm yönlerinin aynı anda kontrol edilmesi
gerekliliğinden dolayı, doğru pozisyonu bulmanın daha zor olmasıdır.
Örtücü (Shutter) : Film düzlemine ulaşacak olan ışık miktarının filmi ne kadar süre ile etkileyeceğini belirleyen mekanik parça. Perde
örtücü ve yaprak örtücü olmak üzere iki türdür.
Örtücü hızı (Shutter speed) : Filmin pozlandırılma süresidir ve ölçüsü saniyedir. Yüksek örtücü hızları, makinenin sarsıntısı veya
fotoğraf objesinin hareketi nedeniyle oluşabilecek görüntü bozulmalarını ortadan kaldırarak temiz bir sonuç alınmasını sağlar.
Örtücü (Enstantane) hızı öncelikli çekim (TV) : Bazen yapılacak çekimin özelliği nedeniyle örtücü hızının belirlenmesi önem kazanır.
Fotoğraf makinesı bu durumlarda örtücü hızı öncelikli konuma getirilerek, fotoğrafçının öncelikle örtücü hızını ayarlaması sağlanır ve
makine bu hıza göre uygun diyafram açıklığını otomatik olarak verir. Ayrıca bkz. Diyafram öncelikli çekim
P
Pan (Panning) : Hareketli bir konuyu makine bakacından (vizöründen) konu ile yaklaşık aynı hızda takip ederek yapılan çekim türü.
Pankromatik (Panchromatic) : Görülebilir renk tayfının tüm renklerine ve biraz da morötesi ışınlara karşı duyarlı bir duyarkata sahip
olan filmlerin kod ismi.
Panoramik fotoğraf makinesi (Panoramic camera) : Özel olarak yapılmış döner bir objektife sahip. Çok geniş bir görüş açısını,
görüntü bozulmasına neden olmadan fotoğraflayabilen makinelere verilen ad. Kimi makinelerde bu görüş açısı 140 dereceye
ulaşmaktadır.
Paralaks : Telemetreli fotoğraf makinelerinde, bakaçtan alınan görüntü ile objektiften film yüzeyine yansıyan görüntü arasındaki açı
farkı. Bu tip hata 35 mm. lik refleks makinelerde oluşmaz.
Parasoley (Lens hood) : Işık siperliği.
Penta prizma (Pentaprism) : Bkz. Beşli prizma.
Perde örtücü (Focal plane shutter) : Odak düzleminin hemen önünde yer alan ve film yüzeyini tarayarak görüntünün oluşmasını
sağlayan örtücü türü.
Perspektif (Perspective) : Gerçekte üç- boyutlu olan bir cismin iki boyuta indirgendiğinde büyüklüğü ve biçimi arasındaki ilişki.
Fotoğrafçılıkta perspektif konuya bakış açısı ile yakından ilgilidir.
Polarize Filtre (Polarization filter) : Işığın dalga boyunda tüm yönlerde yaptığı salınmayı tek bir düzleme indiren ve böylelikle parlak
yüzeyli cisimlerdeki yansımaları yok eden filtre türü. Yansımanın yok edilebilmesi için parlak yüzeyin metalik olmaması gerekmektedir. Eski yazılarımızda polarize filtreye ilişkin yazımızda bulunmakta
Posterizasyon (Tone seperation) : Bir fotoğraftaki renk tonlarının azaltılması işlemi. Sonuçsal fotoğrafta çok parlak ve çok karanlık
bölgelerle, çok sınırlı sayıda ara tonları kalır.
Pozlama dengesi (Exposure balance) : Belirli bir ışık ortamında, filmin görüntü oluşturabilmek için gereksince duyduğu ışık miktarı.
Bu ışık miktarı diyafram ve örtücü hızı ile kontrol edilir.
Pozlama dengesi hatası (Reciprocity failure) : Duyarkatların ışık duyarlılıkları dar bir bir alt üst sınır içinde söz konusudur. Bunun
dışına çıkıldığında pozlama dengesi hatası yapılmış olur. Yani kaliteli görüntü alma olasılığı azalır.
Pozlama dengesi kuralı (Reciprocity law) : Bu kurala göre; Pozlama =ışık yoğunluğu x süre'dir. Burada ışık yoğunluğu makineye
giren ışık miktarı, süre ile örtücünün açılıp kapanma hızını ifade eder.
Pozlama kilidi (Exposure Lock) : Metre ölçümü yapıldığında, bazı durumlarda karenin ana konusu görüntünün merkezinde
olmayabilir. Konu içindeki ana konuyu doğru pozlamak için, pozlama kilidine basılır, çekilmek istenen konu karenin içine tekrar
yerleştirilir. Genellikle modern makinelerde pozlama kilidi işlemi deklanşöre yarım basarak, daha sonra metre ölçümü işlemini yaparak,
daha sonra konu yerleştirilerek yapılır.
Pozometre (Exposure meter) : Bkz. Işıkölçer.
S - T
Stop : Diyafram yada enstantane ayarları arsındaki derece farkları. Ayrıca bkz. f-stop
Sabitleyici (Fixer) : Işık görmeyerek metalik gümüşe dönüşmeyen gümüş tozlarını kendi içine alarak filmin saydamlaşmasını sağlayan
ve artık ışıktan etkilenmeyecek duruma getiren kimyasal banyo işlemi.
Self-Timer : Makinelerde deklanşöre basıldıktan belli bir süre sonra perdenin açılmasını ve çekim yapılmasını sağlayan özellik.
Sepya (Sepia Toning) : Çeşitli kimyasal banyolarla fotoğraf baskısının kahve rengi ve tonlarına boyanması işlemi.
Solarizasyon (Solarisation) : Solarizasyon işlemi, normal geliştirme işlemi sırasında duyar katın çok kısa süreli olarak beyaz ışığa
gösterilmesi ve daha sonra geliştirme işlemine devam edilmesidir.
Standart Boyut (Format) : Kullandıkları film boyutu 35 mm olan (görüntü alanı 24 X 36 mm) fotoğraf makineleri standart boyut
makinelerdir.
T ayarı (Setting) : Örtücü hızı birimi olup deklanşöre basıldığında örtücünün açıldığını, ikinci kez basılıncaya kadar da açık kalacağı
anlamını taşır.
Tek ayak (Monopod) : Fotoğraf makinesinin üzerine takıldığı tek bir çubuktan oluşan ayak düzeneğidir. Üç ayağa (tripod) göre taşıma
kolaylığı sağlamasına rağmen, makinenin hala el ile tutuluyor olması nedeniyle sallantı sorunu tam olarak giderilemez. Ancak üç ayağın
kullanımının zamanlama veya fiziki nedenlerle mümkün olmadığı yerlerde gereklidir.
Tek objektifli refleks (SLR) : Günümüzde en yaygın kullanılan fotoğraf makineleridir. Bu tipte ki makinelerde, objektif ve film aynı
düzlemde olduklarından ve objektifin yakaladığı görüntü bir penta prizma yardımı ile bakaç ’a (vizör) doğrudan yansıdığından bakaç’ dan
görülen görüntü ile elde edilen görüntü bire bir aynıdır.
Tele metreli makineler : Görüntünün film düzlemi üzerine aktarıldığı objektiften ayrı olarak, gözün görüntüyü yakalaması için farklı bir
basit merceğin kullanıldığı makinelerdir. Tek mercekli refleks makinelere göre, film düzlemi üzerindeki görüntü ile gözün gördüğü görüntü
arasında farklılık (paralaks hatası) olması nedeniyle dezavantajlıdırlar. Ayrıca bkz. Paralaks.
TLR (Twin lens refleks) : Çift objektifli refleks fotoğraf makinelerinin kısa ve genel adı.
Tırnaklı objektif bağlantısı (Bayonet Mount) : Değiştirilebilir objektiflere sahip fotoğraf makinelerinde objektifleri makine gövdesine
bağlayarak kilitleyen sistem.
Ton : Belirli bir rengin doygunluğu .
Toplamsal sentez (Additive synthesis) Toplumsal temel renkleri (mavi, yeşil, kırmızı) esas alan ve diğer renkleri bunların çeşitli oranlarda
birleştirilmesinden oluşturan renk sistemi.
Toplamsal renkler (Complementary colors) : İki rengin biri diğerinin tamamlayıcısıdır (bütünleyicisi). Doğru oranlarda
birleştirildiklerinde beyaz rengi meydana getirirler. Üç temel renk mavi, yeşil ve kırmızıdır. Toplumsal renkler ise:Sarı (yeşil+kırmızı)
Magenta (mavi+kırmızı) Siyah (mavi+yeşil)
TTL (Through The Lens) : Işığın objektiften geçip makineye girdikten sonra ölçüldüğünü ifade eden kısaltma. Böylece objektifte ve
objektife takılacak diğer araçların neden olduğu çeşitli ışık kaybını hesaba katmaya gerek kalmamaktadır. Çünkü ölçüm bütün
kayıplardan sonra yapılmaktadır.
U-Ü-V-Y-Z
Uzatma deklanşör (Cable release) : Bkz. Denklaşör kablosu.
Uzatma Tüpleri (Extension Tube) : Makro fotoğrafçılık için gereken adımlardan bir tanesi, objektifi daha yakın netleme işlemi için,
odak alanından çıkarmaktır. Uzatma halkaları bu amaçla kullanılır. Bu halkalar körüğe benzerler, fakat onlar gibi esnek değildir, mesafe
de genellikle ayarlanamaz.
tripot/ üç ayak |
Üçayak (Tripod) : Fotoğraf makinesinin hiç kımıldamaması veya özel etkiler için uzun süreli pozlama istendiğinde, makinenin üzerine
takılabileceği üç bacaklı ve çeşitli yöntemlerle oynar bir kafaya sahip sehpa sistemidir.
Vidalı objektif bağlantısı (Screw mount) : Değişebilir objektifler sistemine sahip fotoğraf makinelerinde objektif ile gövdeyi vida
sistemi ile kenetleyen bağlantı.
Yansıma (Flare) : Objektif içindeki mercek elemanlarından yansıyan ve görüntünün bozulmasına neden olan ışık yansıması.
Yansıtıcı (Reflektör) : Işığın istediğimiz yere düşmediği durumlarda kullanılır. Yansıtıcı, nesnenin karanlıkta kalan bölgelerine ışığı
yönlendirebilmek için ışığa doğrultulur. Altın renkli yansıtıcılar renkleri sıcaklaştırırken, gümüş ve beyaz renkli yansıtıcılar renklerde
değişiklik yapmazlar. Değişik renklerde yansıtıcı kullanılarak fotoğrafı çekilecek nesnenin renklerinde değişiklikler elde edilebilir. Siyah
renkli yansıtıcının görevi ise biraz farklıdır ve ışığı emerek görüntünün daha karanlık çıkmasını sağlar.
Yansıyan ışık ölçümü (Reflected light reading) : Bir ışık ölçer aracılığıyla konu yüzeyinden yansıyan ışık miktarının ölçülmesi
yöntemi. Bu yöntemle ışık ölçümü, ışıkölçer konuya yöneltilerek yapılır.
Yapay Işık (Tungsten) filmi : Fotoğraf çekilen ortamda günışığı yerine aydınlatma lambası vb. yapay ışık kaynakları varsa renk
ısılarında sapma olmaması için yapay ışık filmlerinin kullanılması gerekir. Yapay ışıklar kırmızıya kaçan sarı renklerdedir ve bu ortamlarda
çekilen fotoğraflarda renkler turuncuya dönük olacaktır. Bu özel filmler kırmızı /sarı renklerin hakimiyetini azaltarak sonucun daha doğal
olmasını sağlarlar.
Yaprak örtücü (Between-the-lens-shutter) : Objektif içine yerleştirilmiş merkezden dışa açılıp, dıştan merkeze doğru kapanan ve
metal yaprakçıklardan yapılmış örtücü türü.
Zoom objektif (Zoom lens) :Değişken odak uzunluklu objektif. Objektiflere ilişkin daha kapsamlı yazımız
Kaynak: 9 Eylül Üniversitesi Fotoğrafçılık Bölümü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder